31 Ocak 2010 Pazar

bu-gün

Sıkıntı vermekten vazgeçmeli düşünceler.
O zaman mümkün olur ancak rahat nefes almak.
Günün özeti diye algılanmamalı iki satır.
Hep uçuşuyorum ben bi yolunu bulup. (:

30 Ocak 2010 Cumartesi

gibi...

Şimdiye kadar nasıl yaşadıysan gene öyle yaşayacaksın sanırsın. Sonra beklenmedik bir anda biri çıkar gelir. Etrafındaki kimseye benzemez. Kendini bu yeni insanın aynasında görmeye başlarsın. Var olanı değil, sende eksik olanı gösteren sihirli bir aynadır ve sen bunca zaman aslında hep bir eksiklik duygusuyla yaşadığını bilmediğin bir şeye hasretlik çektiğini anlarsın. Şamar gibi iner hakikat suratına...


Chuck Palahniuk-Gösteri Peygamberi

Tyler dedi ki..

Dinleyin Sürüngenler;
Sizler özel değilsiniz,
Sizler güzel yada eşi benzeri olmayan kar tanesi de değilsiniz,
sizler işiniz değilsiniz,
sizler paranız kadar değilsiniz,
bindiğiniz araba değilsiniz,
kredi kartlarınızın limiti değilsiniz,
sizler iç çamaşırı değilsiniz,
Sizler herkes gibi çürüyen birer organik maddesiniz..!
Bizler bu dünyanın şarkı söyleyip dans eden pislikleriyiz.
Hepimiz aynı pisliğin lacivertleriyiz …!

Chuck Palahniuk-Dövüş Kulübü

bir tespit.

İnsan sanki hayvan gelişiminin art niyeti imiş gibidir. O hiç de yaratanın baş tacı değildir. Her varlık onun yanında eşit basamakta durur. Bu tezimizle bile çok şey iddia etmiş oluyoruz. İnsan görece en bozuk en hastalıklı hayvandır. Elbette tüm bu özellikleri ile hayvanların en ilginç olanıdır.

Nietzsche-Deccal.

bukowski'den alıntıdır.

benim için birini terk etmeseydiniz ya da
biri sizi terk etmeseydi hiçbirinizi tanıma
fırsatı bulamayacağımı anlıyorum şimdi–
o berbat gecelerle birlikte anımsanan
iyi gecelere içiyorum; işler yolunda gittiğinde
herkes kadar mutlu olabildik
ve bana sunabileceğinizin en iyisini
sunduğunuz için hepinize müteşekkirim;
yüreğimde yaşamaya devam edeceksiniz ve
bir yerlerde bir cennet varsa şayet
bir gün hepiniz
orada olacaksınız
büyük beyaz köpekbalığı
esarette
şaşkın gözlerle, şaşkın aptal gözlerle
sonsuza dek dönüp dururken

6. harf

hasretin şırıngayla damarıma enjekte olduğu günden itibaren aşk acısı delmekte yüreğimi.
sanırım uzun sürebilir sevdiceğim nerdesin ki göremiyorum ben seni?
yani sevgi zor bir şeydir evet... hiçbir türlü olmaz
litrelerce içki bitti sayende geceler oldu çakırkeyif, özleminden yudumladım
elin bana yakın değil düşlerimde kaldığın her dakika aklıma yazabilecek yeni bir satır gelir
kovsam geceden gündüzden giriyor kimi koyduysam sen diye yanıma herkes yalan...
birkaç şey kaldı içimde sitem değil inan kötüye yorma
son sözlerini söyleyip gitmeliysen yine rahatını bozma
kimine göre deliyim kimine göre boş bir saplantı kime ne acımadan bendim imzalayan kontratı.

bir anlık

Sizin güldüklerinize gülmüyor olmam aynı hayatın içinde olduğumuz gerçeğini değiştirmiyor. En çok düşündüreni düşündürdükçe hüzünle karışık öfkeye neden olan da bu bence. Sonuna nokta koyduğum ve baş harfini büyüttüğüm hiçbir cümle beni daha doğru yapmıyor. Size nazaran aykırı olmamak koydum adını. Hayır. Delilik değil.